21 Temmuz 2010 Çarşamba

Tour de France 2010 - #13

Dün son tırmanıştan sonra 30 km'lik bir bitiş olduğundan GC'cilerin oturduğu, doğa harikaları ve Lance'in saygıdeğer mücadelesi dışında sıkıcı bir gündü. 1997'den beri ilk defa Fransızların 6 etap galibiyeti aldığını da not edelim. Dün sıkıcı bugün de dinlenme günü olunca wikipedia'nın Cycling Glossary'sini çevirmeye karar verdim. Bazı şeyleri atladım, bazı şeyleri birebir tercüme ettim, bazılarını kendi bildiğimce yazdım, başka sitelerden de eklediklerim oldu ve ortaya bence bundan sonra özellikle yabancı kaynakları takip etmede kolaylık sağlayacak bir bisiklet sözlüğü çıktı. Başka yerlerde paylaşıcakların kaynak göstermelerini rica ediyorum.
Aero Bars: Genellikle yol bisikletlerinde kullanılan gidon eklentisi. Bisikletçilerin bisiklet üzerine yatıp daha aerodinamik bir şekilde bisiklet sürmesini sağlar. Efsane 1989 zamana karşı etabında Greg LeMond bu aerobarları kullanıp aerodinamik avantajıyla Fignon'u geçip sarı mayoyu kazanmıştı.
all-rounder: Zamana karşıda ve tırmanışlarda iyi olup, aynı zamanda kötü de sprintçi olmayan yarışçılar. Grand Tour'ların galipleri bu sınıftan çıkar.
Apex: Dönüşlerin tepe noktası. Giriş ve çıkışın ortası.
Bar End: Türkçe'ye boynuz diye geçilen gidonların ucuna takılan aparat. Tırmanışların olmazsa olmazıdır.
Baroudeur: Uzun kaçışlarda başarılı olan bisikletçiler.
à bloc: Herşeyinizi vererek bisiklet sürme. Ataktan da ötesi, bu sene Tour de France'da kaçanların çoğunun son anlarda yaptığı şey.
Break: Escape olarak da geçer.Kaçış grubu. Pelotondan ayrılarak yarışı diğer yarışçıların önünde bitirmeye çalışmak diyebiliriz.
Cadence: Bir bisikletçinin dakikada kaç pedal çevirebildiğini gösteren değer. Kadans.
caravan: takım arabaları
chicane: Bu formula 1'de de kullanılan bir terim. Dönüşleri belirtmek için kullanılıyor.
Criterium: Kısa mesafede genellikle çok sayıda dönülerek gerçekleştirilen bisiklet yarışı.
Danseuse: Yüksek viteslerde ayağa kalkıp bisikleti kullandığınızda, bisiklet sağa sola doğru hareket eder. Bu pedalların şeklinden Fransızlar bu olaya danseuse adını vermişlerdir.
Domestique: Kelime anlamı uşak. Takım liderleri için çalışan bisikletçilerin genel ismi.
Drafting: Bir yarışçının arkasından giderek onun rüzgar kesiciliğinden maksimum faydalanmak.
Drop: Bir grupta oluşan tempoya ayak uyduramayıp geride kalan bisikletçi için kullanılan terim.
Echelon: Drafting'in bir grup yarışçı tarafından yapılma şekli. Bisikletçiler pelotonda çapraz bir hal alır.
buradaki çaprazlıkları rüzgarın gidiş yönüyle aynıdır, ayrıca bisikletin o andaki hızına göre değişir. örneğin TTT'de neredeyse ip gibi dizilirler, yandan gelendense önden gelen daha çok hızını keseceği için.
feed zone: Yarışçıların o günkü yemeklerinin içinde bulunduğu heybeleri aldığı yer. Yarışın yavaş yerleri tercih sebebidir.
flamme rouge: Son 1 km'yi işaret eden bayrak.
gap: Bisikletçiler arasındaki mesafe, dakika cinsinden verilir.
G.C.: Genel klasman yarışçıları için kullanılır.
grupetto: Autobus olarak da geçer. Genelde Grand Tour'larda gördüğümüz dağcı olmayan ve geride kalan domestiklerin yaşadığı geride kalıp yarışı zaman limitleri arasında bitirmeye çalışan yarışçı grubu.
Hit the wall: Bütün enerjinizi bitirdiğinizde ortaya çıkan durum. Gerçekten duvara çarpmış hissi verir, o saniyeden sonra atılan her pedal 1 sene gibi gelir.
Hors catégorie ya da HC: Bu sene Tourmalet'de gördüğümüz gibi aşırı zorluğundan kategoriye sokulamayan tırmanışlar. Kategori dışı.
Grimpeur: Tırmanışçı.
Lanterne Rouge: Bir Tour'u genel klasmanda en son sırayı alan yarışçı. Görüldüğü kadar kolay bir iş değildir, sıkı takipçileri bulunmaktadır.
musette: Yarışçıların yemeklerinin bulunduğu heybeler.
peloton: Yarıştaki ana grup.
Puncheur: Orta boylu dağlarda ataklar yapabilen klasikçiler. Voeckler saf bir puncheur örneğidir.
Rouleur: 100 km düz bir etapta iyi giden güçlü yarışçılar. Genelde iyi zamana karşıcı olurlar. Onları peloton'un kaçışı yakalamaya çalıştığı zaman en önde görürüz. George Hincapie bunlardan biridir.
Tete de la course - Poursuivant: Yarışın baştaki grubu ve takipçileri, kaçanlar ve kaçanların arkasında yarışan ama peloton'dan önce olan yarışçılar.
TTT: Team Time Trail. takım halinde zamana karşı yarıştır. tdf 2010'da bulunmamaktadır.
Queen Stage: Bir yol yarışının en zorlu etabı.

Kısa ama yeterli olduğunu düşünüyorum, ekleme yaparsanız çok sevinirim. Belki 1-2 sene sonra daha düzgün tercümelerle, daha güzel cümlelerle son halini alabilir. Katkılarınız bu yüzden çok önemli.

Edit: SinequaNon'un katkılarının dışında sonradan aklıma gelenlerle ilk yazıdan sonra yaklaşık 10 adet madde yenilendi, yorumlarınız çok önemli.

4 yorum:

SineQuaNon dedi ki...

Echelon: Drafting'in bir grup yarışçı tarafından yapılma şekli. Bisikletçiler pelotonda çapraz bir hal alır.

buradaki çaprazlıkları rüzgarın gidiş yönüyle aynıdır, ayrıca bisikletin o andaki hızına göre değişir. örneğin TTT'de neredeyse ip gibi dizilirler, yandan gelendense önden gelen daha çok hızını keseceği için.

TTT: Team Time Trail. takım halinde zamana karşı yarıştır. tdf 2010'da bulunmamaktadır.

turkey: yetenekleri kısıtlı bisikletçi.

electrolytes: bisikletçilerin kaslarının konsantrasyonu ve vücudun daha sağlıklı çalışması için içerisinde sodyum, potasyum ve klor bulunan içecek.

Yetkin dedi ki...

teşekkürler, escape ne demek o'nu da unutmuşum, bunları yazıp tekrar yayınlıycam.

Köse Özer dedi ki...

Camion balai yi de açıklasaydınız :)

Yetkin dedi ki...

doğru ama daha önce bloga yazdım diye yazmak istemedim :)
aslında camion balai'nin de 100. yılı 1910'da yapılmış yarışı bitiremeyen ve bitirmekte zorlanan bisikletçileri toplayan kamyon. sembolik bir "süpürge"si olduğundan çöp kamyonu oluyor :)